16 Blocks

Dün bir film seyrettim. Bruce Willis ve Mos Def'in bitmiş bir polis dedektifini ve sıradan bir sabıkalıyı oynadığı 16 Blocks son zamanlarda seyrettiğim en iyi filmlerden biriydi. Bazıları film için "yeteri kadar iyi aksiyon sahneleri yok"diyebilir. Ya da "gereğinden uzundu" veya "aşırı iyimserdi" diyebilir. Fakat şu yorum bence herşeyi özetliyor. "Rock müzik vurguyu ritm ile yapar, jazz ise ritm dışndaki öğelerle. 16 Blocks'da bir jazz parçası gibi: Bir aksion filmi, fakat asıl dikkate değer kısımları, takip ve çatışma sahnelerinin arasındaki noktalama işaretlerinde saklı." Sanırım bir film eleştirisinde okuduğum en iyi ifadeydi bu.

Eğer 16 Blocks'u sevdiyseniz, benzer karakterdeki Collateral ve Ghost Dog'u da şiddetle tavsiye ederim.

Sahaflar

Bu cumartesi günü Moda sinemasının yanındaki kitapçılar çarşısındaki sahaflara uğradım.

Öğrencilik yıllarımda o sahaflarda çok zaman geçirirdim, yabancı müzik dergileri, frp kitapları, neler neler alırdık. Akmar pasajının üstünde özellikle Barış Sahaf 'ta kapağı yırtık FRP kitaplarını ucuza alırdık...Sonra değişe değişe okurduk..

Dün de 3 kitap aldım:

Solaris - Stanislav Lem (tr)
Return Of the King - JRR Tolkien (1973 basımı orijinal İngilizce !)
Atlas Vazgeçti - Ayn Rand (tr)

... üstelik her birini 3.00 YTL'ye !! (Sundance Bey, fiyata dikkat)

Alkım kitapevini gezip, bu kitaplara 20-25.00 YTL ve üstü fiyatları gördükten sonra, ilaç gibi geldi...

Herkese tavsiye, Kadıköy'e yolunuz düşünce, bence sahaflara uğramadan etmeyin. 2001 Space Odissey, vs de orada bıraktım sizin için...Pasajda en sondan bir önceki dükkan, sağ kanatta. :)

Love and Hate

Her anladım dediğinde başka bir açıdan birileri "yok tam anlamamışsın"ı hatırlatır ya. İşte bu da öyle bir resim. Hemmy.net'ten

Hangisi gerçek, hangisi yansıma? Peki ya algı, algıda seçicilik? Yoksa "Objektifim ben, anca benim üstümden fotoğraf çekerler, ben yaşamıyorum ki" yalanı mı? Yalan mı?

Peki ya kız çirkin olsaydı? Bir dakika, kız güzel mi? Erkek olsaydı? Ne algılardık? Bizi kim ne algılıyor?

Amaaan bundan sonrası beni algılamaz...

Eski Yıldızlar...

1984 NBA finalleri, Lakers - Celtics 4. Maç.

Sabah tost ve çayımdan (!) önce televizyonumu açtım ve NBATV 'de karşıma bu maç çıktı.

İlk çeyreğin son 4-5 dk'sını seyrettikten sonra aklıma şu soru takıldı:

Geçmişin starları acaba bugününkülerden daha mı iyi idi?

Belki ilk gençliğimden kalan tatlar sebebi ile tarafsız olmam çok zor ama, ben o eski maçları daha çok seviyorum. Nerede ise her maç 100+ skorlu, all-star havasında geçiyor ve takımlar bir-iki star'a yaslanmıyor. Bird, Magic, Abdul-Jabbar, James Worthy, Danny Ainge, Parish.... Başka da çok birşey söylemeye gerek yok bence..

Ben Bird-Magic çekişmesinin güzelliğini şu anda başka hiçbir iki oyuncunun üzerine oturtamıyorum.

Bir arkadaş şunu dedi sabah:

"Eskinin yıldızları bence çok başka,
aksini söyleyen gitsin bir serbest atış yaparken baksın Jabbar'a"

Albert ve börekçi

Bir arkadaşım var, sabahları işe gitmeden önce bazen börekçiye uğrar.

Yedi tepeli şehrin bu güzide börek zincirinin, köylü bir şubesinde kasada oturan bir adam vardır.  Kendisi kenarda sırf bu iş için ayırdığı bir hesap makinasına her satışı toplaya toplaya gider.

Ve bu sabah saat dokuza on kala Albert börek aldığında adamın hesap makinası 857 (muhtemelen YTL) gösteriyormuş...

Net brüt hesapları...

Değişen enflasyon hedefleri, ekonomik göstergeler ve bilimum zattırızurtlar sebebiyle, şu sıralar şirketler netten brüte, brütten nete, çalışanı (ve çalışmayanı) nasıl demotive ederiz diye planlamalar yapmakta. Bu yüzden de net/brüt maaş hesapları çok revaçta.

Ben de oturdum bir hesap yaptım. İşe gitmek için saat 7:30'da evden çıktığımı ve eğer akşam trafiğinde bir aksama olmazsa yine 7:30 gibi eve ulaşabildiğimi gördüm. İş kanununa göre 9 saatlik mesainin neti brütü bu işte; 12 saat. Hem de kabaca 16-17 saatinin uyanık geçirildiği bir 24 saat içinde 12 saat.

Var mı arttıran?

Bir

Tost ve Çay blog'umuzun ilk deneme post'u...

Sabah işe başlamadan önce alınan birer doz tost ve çay, zihin açar, nefes aldırır...